Doğalgaz Bursa’ya gelmeden önce kış aylarında Santral
Garaj’dan İstanbul ve Ankara yolu istikametine baktığınızda göz gözü görmez,
koku nefes almayı zorlaştıracak şekilde genizleri yakardı.
O zamanlar çevre müdürlüğü ve belediye hava kirliliği
ölçümlerini günlük, hatta saatlik verir, Valilik kirlilik radyo ve
televizyonlardan kirlilik uyarıları yapardı.
Hatta Orhangazi Parkı’na konulan dijital ekranlardan kükürt
di oksit ve karbonmonoksit miktarları gösterilirdi.
Önce denetimlerle kente düşük kalorili ve kükürt di oksit
oranı düşük kömür sokulması yasaklandı. Ardından doğalgaz kullanımı yaygınlaşmaya başlayınca sorun
sessiz sedasız ortadan kalktı.
Gerçi tamamen bitmedi.
Çünkü sosyal yardımlaşma fonu aracılığıyla dağıtılan kömür ve doğalgaz
fiyatının sürekli artması yüzünden vatandaşın yeniden kömüre yönelmesi
nedeniyle zaman kirlilik görülüyor ama eskisi gibi nefes almayı önleyecek
düzeyde değil.
Bu günlerde yeni bir sorun ile karşı karşıyayız. En az hava
kirliliği kadar önemli, belki de daha tehlikeli.
Hava kirliliğinin Bursa’daki doğal çözümü lodostu. Esti
mi sorun kalmazdı.
Şimdi yaşadığımız kirlilik ise tuzun kokması gibi bir şey
yani toprak ve yer altı suları da kirleniyor ve bu kirliliğin çözümü de ha
deyince olacak cinsten değil.
Bursa’nın dört bir yanı kokuyor ve herkes bundan şikayetçi.
Dereler kırmızı akıyor, koku insanı çileden çıkarıyor.
Kimya Mühendisleri Odası aylardır yaptığı inceleme sonuçları
ve raporları kamuoyu ile paylaşıyor ama kulak veren yok.
Defalarca sormamıza rağmen kapı duvar olan hatta Valilik
aracılığıyla resmi yazı yazarak başvurduğumuz Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü
aylar sonra lütfedip 3 ay sonra açıklama yapıyor.
11 ayda Bursa’da yapılan 2 bin 449 çevresel inceleme ve
denetimlerde yönetmelikleri ihlal eden kişi ve kuruluşlara 2 milyon 215 bin 397
liralık ceza kesilmiş.
Kim ne yapmış, nereyi kirletmiş ayrıntı yok.
Deliçay’ın kırmızı akmasına kim neden olmuş ve nasıl bir
yaptırım uygulanmış?
Bulmacayı çözmek size ait. Çöz çözebilirsen.
Açıklamada hava kirliliğinden, mahrukatçı denetimlerine
egzoz emisyon denetiminden ÇED raporlarına kadar bir sürü bilgi verildikten
sonra asıl sorun olan Bursa’nın koku soruna da lütfedip gelinmiş.
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne göre koku probleminin ana
kaynağı mevsimsel etkisi olan Nilüfer Deresi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne
ait Hamitler’deki Kent Atık Depo alanı ve Batı Atıksu arıtma alanı.
Peki ne yapılmış?
Övülüne övülüne yazışmaların yapıldığı anlatıldıktan sonra
kent katı atık depo alanında speyleme yapıldığı, yine arıtma tesislerinde
oluşan arıtma çamurlarının bertarafına yönelik kurutma ve yakma tesisi
projelendirme çalışmalarının devam ettiği anlatılmış.
Konuyu takip ettiklerini belirtmeyi de unutmamışlar.
Bu anlatılanları zaten Bursa’daki herkes biliyor. Nilüfer
Çayı’nın zehir aktığını, belediyenin projeleri bir türlü hayata geçirmediğini
bilmeyen yok.
Peki belediyeye yaptırım uygulandı mı? Bilgi yok. Yazışmalar
yapılmış bilgi almışlar ya gerisine ne gerek var.
Bursa kokmuş kimin umurunda, soran olursa yanıt da
hazır: belediyeyle yazıştık.
Takipteyiz.
Bu konu Bursa’ya sindi, böyle kafalar olduğu sürece de
bundan kurtuluş yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder