17 Temmuz 2012 Salı

KENTSEL DÖNÜŞÜM ENERJİ İÇİN BULUNMAZ FIRSAT


Kışın Balkanlardan gelen soğuk ve yağışlı hava, yazın Afrika’dan gelen çöl sıcakları...
Bu meteorolojik terimler son yıllarda insanların kulak kesildiği cümleler haline geldi.
Bunlar enerji içeren cümleler aynı zamanda.
Soğuk olunca, doğalgaza kömüre yüklen, sıcaklarda ise bas klimanın düğmesine.
Kışın motor sıcaklığı ile idare ediliyor ama yazın bir de araçların ekstrası var. Açtınız mı klimayı yüzde 25 yakıt tüketimi artıyor.
Türkiye petrol ve doğalgazın neredeyse tamamını dışardan alıyor. Elektrik üretiminin de büyük bölümü doğalgaz çevrim santrallerinden karşılanıyor..
Yani Türkiye’nin enerji tüketimi dipsiz kuyu gibi ama üretim araçları dışa bağımlı.
Üretim ve ihracat artarken direkt olarak enerji tüketimi de artıyor:
Açığı kapatmak için elimizde dev imkanlar varken, çareyi nükleer santrallerde arıyoruz.
Geçen hafta Bursa’yı ziyaret eden Alman Enerji Uzmanı Prof. Dr. Niel Kröner,  çarpıcı rakamlar veriyor. Türkiye’deki enerji tüketimi ihtiyacı her yıl yüzde 7 artıyor.  Elektrik fiyatları da her yıl yüzde 13 yükseliyor. Avrupa ve dünya nüklerden vaz geçerken siz santral kuruyorsunuz. 
Alman uzman fabrikalara kurulacak sistemlerle yüzde 10’a yakın tasarruf sağlanacağını anlatıyor. Almanya gibi güneşi olmayan yerde kurup başarılı sonuçlar almışlar. 
Türkiye'de güneş enerjisi için büyük potansiyel var.  Enerji elde etmek için büyük alanlara gerek yok. 8-9 yıl içinde yatırım kendini amorti ediyor. Bu sistem 20 yıl boyunca kullanılabiliyor. Büyük bir fabrikanın çatısını ele alacak olursak 10 bin metrelik bir alanda 500 kilowalt elektrik üretebilir. Paneller, mühendislik işlemeleri, EPDK sözleşmeleri dahil 750 bin Euro’luk maliyetten söz ediyoruz,
Bulunulan yere bağlı olarak da 1000 metrekarelik bir alanda 70-100 evin elektriği karşılanabiliyor.
Rüzgar enerjisini yeni yeni tanıyoruz. Güneş enerjisi ile de çatılardaki su ısıtma cıhazları dışında henüz müşerref olamadık.
Güneş enerjisinin nelere kadir olduğunu Alman uzmandan önce Diyarbakır’a yaptığımız gezide öğrenmiştik.
Büyükşehir Belediyesi Sümer Parkı’nda Güneş evi projesini hayata geçirmişti.
Üstelik proje de Bursalı Mimar Çelik Erengezgin’e aitti.
Bahçeli ev tüm enerji ihtiyacını kendi güneş panelleriyle karşılıyordu. Üstelik evin ihtiyacından daha fazla elektrik enerjisi de üretiyordu.
O kadar uç noktalar düşünülmüştü ki projede, bölgenin kurutulmuş dolmalık biber ve patlıcanları için bile düzenekler hazırlanmıştı.
Hayran kalıp, evi dolaştık ve çıktık.
O kadar.
Diyarbakır Belediyesi bu örnek evden yapmış mı yapmamış mı bilmiyoruz.
Ama şimdi Türkiye’nin aralarında Bursa’nın da olduğu 5 önemli şehrinde depreme karşı kentsel dönüşüm projeleri hayata geçiriliyor.
Uzmanlara göre binaların enerji verimliliği, projelendirmeden başlıyor. İleri dönemdeki iyileştirme çalışmalarının ise çok pahalıya çıktığı gibi verimli de olamıyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi yeni hizmet binasında bunu planlıyor. Hayata geçince göreceğiz. Ama önemli olan kentsel dönüşüm kapsamında inşaa edilecek binalarda bu sistemin planlama aşamasında düşünülmesi ve projelendirilmesi.
Şimdiden yapılması gereken önemli bir şeyin yetkililerinde farkında olması gerekir.
Neden binalarımız hep depreme dayanıklı hem de kenti enerjisini üretmesin. Enerji tasarruf için yapılacak çalışmaları söylemiyorum bile.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yatırımcı çıkmayınca Büyükşehir yapacak

  27 Ekim 2021 Çarşamba, 07:56     Bursa'da yerel gündem son aylarda oldukça hareketlendi. Emek-Şehir hastanesi metro hattından T2'y...