26 Temmuz 2013 Cuma

HANİ AYRI GAYRI YOKTU?

Bursa, son birkaç gündür zaman zaman Türkiye’nin eski alışkanlıklarını yitirmediğinin bir göstergesi olan ve değişik bölgelerinde yaşanan bir sıkıntı ile karşı karşıya. 
Basit bir mahalle kavgasıyla başlayan olaylar,  insan hakları ihlalleri boyutlarına kadar ulaştı. Ne yazık ki zarar görenler Romanlar olduğu için de pek yankı bulmadı.
Oysa ki Türkiye’nin demokrasi yolunda ilerlemesi için son yıllarda yapılan çalışmalarda, her sorunun arkasına “açılım” kelimesi eklenmiş ve bu ‘açılım’, ilk olarak Romanlar için kullanılmıştı.
Başbakan Erdoğan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in bu konuda yaptığı çalışmalar kamuoyundan geniş destek bulmuştu. Çelik, Romanları toplumun ‘dezavantajlı kesimi’ olarak nitelendirmiş ve onları bu durumdan kurtarmak için çalışma yapılacağını her fırsatta dile getirmişti.
Çünkü Romanlar, bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıydılar. Ayrı gayrı yoktu.
Hatta Bursa’da bir Roman derneği başkanı Ak Parti’den milletvekili aday adayı bile olmuştu.
Oysa son olayda yaşananlar gösterdi ki, maalesef toplumuzdaki algılar değişmedi.
Kısaca bir olayı hatırlatmakta fayda var:
Osmangazi’nin Güneştepe Mahallesi’nde, her kentte görülebilecek türden bir olay yaşandı. Romanların atlarının pislemesi yüzünden başlayan tartışma kavgaya dönüşünce, Romanlardan birinin tüfeğinden çıkan saçmalarla 16 yaşındaki bir genç kız yaralandı.
Mahallelinin Romanlara karşı uzun süreden beri biriktirdikleri tepkisi bir anda ortaya çıktı. Mahalle savaş alanına döndü.
Ellerine sopaları alan mahalleli Romanların evlerine araçlarına saldırdı. Bursa polisinin zamanında önlem alması sayesinde daha kötü gelişmelerin yaşanması engellendi. 20 kişi gözaltına alındı.
Her şey kontrol altına alındı derken, sahneye Osmangazi Belediyesi çıktı.
Önce atlarını topladılar, ardından feryat figanlara rağmen içindeki eşyalarını dahi almalarına izin vermeden evlerini yıktılar.
Gerekçe hazırdı: Bunlar hakkında yıkım kararı var.
Peki, uygulama bugüne mi denk geldi?
Yıkım kararı alanın 100’ün üzerinde yapı var bölgede.
Romanların evi mi öncelikliydi?  Evleri ve barakaları yıkılan 8 roman aile çoluk çocuk açıkta yatıyor.
Mahalleli Romanları istemiyor, belediye istemiyor. Valilik olayları önlemek için kolluk kuvveti göndermek dışında bir şey yapmıyor.
Hani nerede Roman açılımı?
Vali Şahabettin Harput, basın mensuplarına verdiği iftarda yaptığı açılamada bile ayrımı, normal mahalleli ve Roman diye nitelendirerek olayları anlatıyor.
Bu çelişki bir yana Harput’un hakkını da teslim etmek gerekir. Osmangazi Belediyesi’nin olayların ertesinde hem de Ramazan günü atların toplanması ve evlerin yıkılmasının yanlış zamanlama olduğunu dile getiriyor.
Bursa’nın Romanlarla ilgili çalışmalarda hep öncülük yaptığını söylüyor.
Haklı da.
Güzel uygulamalar yapıldı, ancak toplumun algısının değişmesi için adım atıldı mı?
Maalesef hayır.
Bir tek onların derdini anlayan Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya oldu.
Ne de olsa, Romanlar bugüne kadar devletin hep polis yüzünü görmüş, onları en iyi tanıyan da yine polis olmuştu.
Dezavantajlı kesim olmanın çilesi bitmiyor!
Ne yazık...








1 yorum:

  1. Sanırım sadece Bursa degil de ülkemizin her bölgesinde her türlü ayrım devam ediyor. Bugun gelinen nokta gosteriyor ki bu ülkeden nasibini alman icin roman olmaya cok gerek yok. Taraf olmayan bertaraf!

    Sevgiler.

    YanıtlaSil

Yatırımcı çıkmayınca Büyükşehir yapacak

  27 Ekim 2021 Çarşamba, 07:56     Bursa'da yerel gündem son aylarda oldukça hareketlendi. Emek-Şehir hastanesi metro hattından T2'y...