10 Haziran 2013 Pazartesi

ONLARI BİZ YETİŞTİRDİK...


Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve dalga dalga tüm ülkeye yayılan protestolar ve yeni kuşağın özelliklerini anlamak için her gün onlarca uzman televizyonlarda boy gösterip derin sosyolojik analizler yapıp duruyorlar. 

”Oysa en karmaşık sorunların dahi temeli oldukça basittir” önermesinden yola çıkarak, 1990’lı yılların başında dünyaya gelen biri geçen yıl üniversiteyi bitiren, diğeri de halen eğitimine devam eden iki gencin babası olarak, birkaç değerlendirme yapmak istiyorum.

12 Eylül darbesinin silindir gibi geçtiği kuşağın yetiştirdiği çocuklar bunlar.
Onları öğretmenleriyle birlikte farklı yetiştirdik.
Bizim kuşağa kadar hoyratça kullanılan doğa bilincini aşılamaya çalıştık. İlk öğrettiğimiz şarkılar da hep doğa üzerine oldu.

Tohumlar fidana/Fidanlar ağaca/Ağaçlar ormana/Dönmeli yurdumda/Yuvadır kuşlara/Örtüdür toprağa /Can verir doğaya/Ormanlar yurdumda/Bir tek dal kırmadan/Ormansız kalmadan/Her insan bir fidan/Dikmeli yurdumda.

Şarkısıyla büyüttüğümüz yeni nesil, en küçük bir çöpü bile dışarıya atmamıza aşırı tepki gösterdiler.

Onlardan beklentilerimizin çok çok üzerinde, belki aktif olarak çevre eylemlerine katılmasalar bile birer çevre gönüllüsü olup çıktılar.

Bir ağacın kesilmesi bir yana bir dalının koparılmasına bile içleri yandı.

Sonra bunu çok iyi kullandıkları sosyal medya üzerine taşımaya başladılar.

Doğa sevgisi ağaçlarla da sınırlı değildi. Doğanın tüm güzelliklerini seviyorlardı.

Sosyal medyada kedi videolarının bu kadar yaygın hale gelmesini de onlar sağladılar. Kutup ayıları için yürütülen kampanyalara bile  katıldılar, Hasankeyf için hayranı oldukları Tarkan ile birlikte üzüldüler.

Onların doğdukları yıllarda bizler, Körfez Savaşı’nda petrole bulanmış karabataklar yerine Orta Doğu haritalarını tartışırken, onlar bugün hem Büyük Orta Doğu Projesi’ne eleştiriler getirirken, aynı zamanda çevre felaketlerine de karşı durdular.

İş sonunda her gün önünden geçtikleri, gölgesinde dinlendikleri ağaçlara gelince canları yandı.

Hep doğayla buluşma özlemi içindeki gençlerin, betonlaşmış şehirlerdeki bir avuç yeşili koruma ve sahiplenme duygunu analiz etmemize gerek yok. Çünkü doğayı koruma artık onların temel içgüdüsü.  En önemlisi de kendine güvenle birlikte oluşan özgürlük duyguları.
O yüzden hepsi birden koştu gezi parkına, tüm siyasi yelpazeden, ayrı renklere gönül vermiş takım taraftarlarına kadar.
Çünkü onları çağıran temel içgüdüleriydi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yatırımcı çıkmayınca Büyükşehir yapacak

  27 Ekim 2021 Çarşamba, 07:56     Bursa'da yerel gündem son aylarda oldukça hareketlendi. Emek-Şehir hastanesi metro hattından T2'y...