22 Mart 2013 Cuma

Herkes saygı göstermeli


Bursa’da yıllardır aynı şeyler söylenir; hızla büyüyoruz ve bunu planlamadan yapıyoruz. Gelen eleştiriler üzerine Büyükşehir Belediyesi 2010 yılında kolları sıvadı ve 60’ı  akademisyen, 2 bin 2780 kişinin katılımıyla toplumun tüm katmanlarının görüşlerini alarak hazırladığı 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nın taslağıyla kamuoyu önüne çıktı.
”Doğal ve kültürel zenginliği koruyan ve yaşatan sektörel çeşitliliğini insan, çevre ve bilgi odaklı geliştiren ve yöneten rekabet gücüne sahip yenilikçi, yaşam mücadelesi yüksek, güvenlik ve bölgesinde öncü Bursa” olarak açıklanan vizyon bir çok konuyu bünyesinde barındırıyor.
Taslağın sunumunu yapan İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Başkanı Prof. Dr. Handan Türkoğlu uzun anlattı. Bunların gazetemizde yer alan haberin detaylarında bulabilirsiniz.
Ben işin özeti ve bundan sonra olacaklar hakkında bilgi vereyim. Taslak çalışması aslında katılımcılık açısından Türkiye’ye örnek. Bu kadar geniş bir çalışmayı henüz hiçbir il gerçekleştirmedi.
Peki, 2030 yılı için nasıl bir Bursa öngörülüyor?
Birincisi 1998 yılında yapılan 2020 planının nüfus ile ilgili bölümleri çöpe gittiği anlaşıldı. Çünkü Bursa eski hızla büyümüyor. Geçmiş yıllarda her yıl nüfusu 60 bin artan Bursa’daki nüfus büyüme hızı yarı yarıya azaldı. Yani 2030 ile ilgili başta sağlık bakanlığı olmak üzere bir çok teşkilatın 5 milyon nüfus öngörüsü gerçekleşmeyecek. Bursa İli Uzun Dönemli Nüfus Kestirimi’ çalışmasına göre 2030’da Bursa’nın nüfusu 3 milyon 389 bin 520 olarak gerçekleşecek.
Nüfusla başladık imar alanlarıyla devam edelim. Bursa’nın konut ve sanayi için yeni imar alanlarına ihtiyacı yok. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümü tam kapasite ile kullanılmıyor. İmar için uygun alanlar olmasına rağmen bunlara ihtiyaç yok.
Ne yapılması gerekiyor?
Bursa’nın yüzde 60’a yakını doğal ve tarihi koruma alanları üzerine kurulu. Yüzde 89’u da yer bilimleri açısından riskli alanlar.
Hem düzensizlik, hem yüksek yoğunluk riski artıyor. Osmangazi,  Yıldırım, İnegöl ve Gemlik sakıncalı. 
Bu yüzden kentsel dönüşümün mutlaka üst ölçekli planlar doğrultusunda ele alınmalı.     Dönüşüm mutlaka üst ölçekli planlarla ele alınmalı. Parça parça yapılan dönüşüm uygulamaları birbirinden kopuk olacak ve sonradan çeşitli sorunlara yol açabilir.
Yine tekrarlayayım yeni bir sanayi alanı öngörülmüyor.  Mevcut sanayi alanlarındaki boş yerlerin değerlendirilmesi sadece çevreye zarar veren ve riskli alanlarda bulunan sanayi bölgelerinin taşınması gerekiyor. 
Öngörüler çok önemli ve Bursa’nın geleceğini anlatıyor.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
Taslak önce Büyükşehir Meclisi’nde onaylanacak, ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayına gidecek.
Asıl mesele burada. Bakanlık Bursa’ya bizim baktığımız gözle mi bakıyor?
Hiç sanmıyorum.
Uludağ’la ilgili imar yetkisini vermeyen Ankara, tüm kentin planlamasını Bursa’ya bırakır mı?
Aynı soruyu Başkan Altepe’ye soruyoruz. Verdiği yanıtta  “Çalışmaya herkesin saygı göstermesi gerekir. Bunlar rastgele alınmış kararlar değil” dedikten sonra örnek olarak nitelediği çalışmaya tüm Bursalıları sahip çıkmaya çağırıyor.
Sanırım onayda sıkıntı çekileceğinin o da farkında.
Ama ümitsiz de değil. Çünkü 2014 yılında bu yetkiler Büyükşehir Belediyesi’ne geçecek. Olmadı o tarihe kadar sabrederiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yatırımcı çıkmayınca Büyükşehir yapacak

  27 Ekim 2021 Çarşamba, 07:56     Bursa'da yerel gündem son aylarda oldukça hareketlendi. Emek-Şehir hastanesi metro hattından T2'y...