Bursa’da yıllardır aynı şeyler söylenir; hızla büyüyoruz ve
bunu planlamadan yapıyoruz. Gelen eleştiriler üzerine Büyükşehir Belediyesi
2010 yılında kolları sıvadı ve 60’ı
akademisyen, 2 bin 2780 kişinin katılımıyla toplumun tüm katmanlarının
görüşlerini alarak hazırladığı 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nın
taslağıyla kamuoyu önüne çıktı.
”Doğal ve kültürel zenginliği koruyan ve yaşatan sektörel çeşitliliğini insan, çevre ve bilgi odaklı geliştiren ve yöneten rekabet gücüne sahip yenilikçi, yaşam mücadelesi yüksek, güvenlik ve bölgesinde öncü Bursa” olarak açıklanan vizyon bir çok konuyu bünyesinde barındırıyor.
Taslağın sunumunu yapan İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Başkanı Prof. Dr. Handan Türkoğlu uzun anlattı. Bunların gazetemizde yer alan haberin detaylarında bulabilirsiniz.
Ben işin özeti ve bundan sonra olacaklar hakkında bilgi vereyim. Taslak çalışması aslında katılımcılık açısından Türkiye’ye örnek. Bu kadar geniş bir çalışmayı henüz hiçbir il gerçekleştirmedi.
Peki, 2030 yılı için nasıl bir Bursa öngörülüyor?
Birincisi 1998 yılında yapılan 2020 planının nüfus ile ilgili bölümleri çöpe gittiği anlaşıldı. Çünkü Bursa eski hızla büyümüyor. Geçmiş yıllarda her yıl nüfusu 60 bin artan Bursa’daki nüfus büyüme hızı yarı yarıya azaldı. Yani 2030 ile ilgili başta sağlık bakanlığı olmak üzere bir çok teşkilatın 5 milyon nüfus öngörüsü gerçekleşmeyecek. Bursa İli Uzun Dönemli Nüfus Kestirimi’ çalışmasına göre 2030’da Bursa’nın nüfusu 3 milyon 389 bin 520 olarak gerçekleşecek.
Nüfusla başladık imar alanlarıyla devam edelim. Bursa’nın konut ve sanayi için yeni imar alanlarına ihtiyacı yok. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümü tam kapasite ile kullanılmıyor. İmar için uygun alanlar olmasına rağmen bunlara ihtiyaç yok.
Ne yapılması gerekiyor?
Bursa’nın yüzde 60’a yakını doğal ve tarihi koruma alanları üzerine kurulu. Yüzde 89’u da yer bilimleri açısından riskli alanlar.
”Doğal ve kültürel zenginliği koruyan ve yaşatan sektörel çeşitliliğini insan, çevre ve bilgi odaklı geliştiren ve yöneten rekabet gücüne sahip yenilikçi, yaşam mücadelesi yüksek, güvenlik ve bölgesinde öncü Bursa” olarak açıklanan vizyon bir çok konuyu bünyesinde barındırıyor.
Taslağın sunumunu yapan İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Başkanı Prof. Dr. Handan Türkoğlu uzun anlattı. Bunların gazetemizde yer alan haberin detaylarında bulabilirsiniz.
Ben işin özeti ve bundan sonra olacaklar hakkında bilgi vereyim. Taslak çalışması aslında katılımcılık açısından Türkiye’ye örnek. Bu kadar geniş bir çalışmayı henüz hiçbir il gerçekleştirmedi.
Peki, 2030 yılı için nasıl bir Bursa öngörülüyor?
Birincisi 1998 yılında yapılan 2020 planının nüfus ile ilgili bölümleri çöpe gittiği anlaşıldı. Çünkü Bursa eski hızla büyümüyor. Geçmiş yıllarda her yıl nüfusu 60 bin artan Bursa’daki nüfus büyüme hızı yarı yarıya azaldı. Yani 2030 ile ilgili başta sağlık bakanlığı olmak üzere bir çok teşkilatın 5 milyon nüfus öngörüsü gerçekleşmeyecek. Bursa İli Uzun Dönemli Nüfus Kestirimi’ çalışmasına göre 2030’da Bursa’nın nüfusu 3 milyon 389 bin 520 olarak gerçekleşecek.
Nüfusla başladık imar alanlarıyla devam edelim. Bursa’nın konut ve sanayi için yeni imar alanlarına ihtiyacı yok. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümü tam kapasite ile kullanılmıyor. İmar için uygun alanlar olmasına rağmen bunlara ihtiyaç yok.
Ne yapılması gerekiyor?
Bursa’nın yüzde 60’a yakını doğal ve tarihi koruma alanları üzerine kurulu. Yüzde 89’u da yer bilimleri açısından riskli alanlar.
Hem düzensizlik, hem yüksek yoğunluk riski artıyor.
Osmangazi, Yıldırım, İnegöl ve Gemlik
sakıncalı.
Bu yüzden kentsel dönüşümün mutlaka üst ölçekli planlar doğrultusunda ele alınmalı. Dönüşüm mutlaka üst ölçekli planlarla ele alınmalı. Parça parça yapılan dönüşüm uygulamaları birbirinden kopuk olacak ve sonradan çeşitli sorunlara yol açabilir.
Bu yüzden kentsel dönüşümün mutlaka üst ölçekli planlar doğrultusunda ele alınmalı. Dönüşüm mutlaka üst ölçekli planlarla ele alınmalı. Parça parça yapılan dönüşüm uygulamaları birbirinden kopuk olacak ve sonradan çeşitli sorunlara yol açabilir.
Yine tekrarlayayım yeni bir sanayi alanı öngörülmüyor. Mevcut sanayi alanlarındaki boş yerlerin
değerlendirilmesi sadece çevreye zarar veren ve riskli alanlarda bulunan sanayi
bölgelerinin taşınması gerekiyor.
Öngörüler çok önemli ve Bursa’nın geleceğini anlatıyor.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
Öngörüler çok önemli ve Bursa’nın geleceğini anlatıyor.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
Taslak önce Büyükşehir Meclisi’nde onaylanacak, ardından
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayına gidecek.
Asıl mesele burada. Bakanlık Bursa’ya bizim baktığımız gözle mi bakıyor?
Asıl mesele burada. Bakanlık Bursa’ya bizim baktığımız gözle mi bakıyor?
Hiç sanmıyorum.
Uludağ’la ilgili imar yetkisini vermeyen Ankara, tüm kentin planlamasını Bursa’ya bırakır mı?
Uludağ’la ilgili imar yetkisini vermeyen Ankara, tüm kentin planlamasını Bursa’ya bırakır mı?
Aynı soruyu Başkan Altepe’ye soruyoruz. Verdiği yanıtta “Çalışmaya herkesin saygı göstermesi
gerekir. Bunlar rastgele alınmış kararlar değil” dedikten sonra örnek olarak
nitelediği çalışmaya tüm Bursalıları sahip çıkmaya çağırıyor.
Sanırım onayda sıkıntı çekileceğinin o da farkında.
Ama ümitsiz de değil. Çünkü 2014 yılında bu yetkiler Büyükşehir Belediyesi’ne geçecek. Olmadı o tarihe kadar sabrederiz.
Sanırım onayda sıkıntı çekileceğinin o da farkında.
Ama ümitsiz de değil. Çünkü 2014 yılında bu yetkiler Büyükşehir Belediyesi’ne geçecek. Olmadı o tarihe kadar sabrederiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder