FOTOĞRAFLAR SEBİLE ÇETİN
Son yıllarda çevre bilincinin gelişmesiyle umudum artmıştı.
Artık çevreyle ilgili sivil toplum kuruluşları değil, il yerel yöneticileri de çevre kirliliğini gündemlerinin birinci sırasına almaya başlamıştı.
Nilüfer Deresi’nin ıslah edilmesiyle ilgili önemli adımlar atmış, organize sanayi bölgeleri birbiri ardına arıtma tesisleri kurmuştu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de, yıllık değerlendirme toplantısında bu konuda sert bir tavır sergileyerek Bursa’yı kirletmeye kimsenin hakkı olmadığına vurgu yapıp, çalışmalarını anlatmış, kendi sınırları içinde olmamasına rağmen Orhangazi’nin Gemlik’ten Marmara’ya dökülen Karsak deresini kirletmesine isyan etmişti.
Büyükşehir Belediyesi 1 yıl içinde 17 işletmeyi kapatırken, 38 işletmeye 500 bin TL ceza kesmiş, denetimlerin arttırılacağına dikkat çekilmişti.
Biz de Marmara’nın bu çalışmalar sayesinde temizlenmesini beklerken, burnumuzun dibinde yaşananları göremedik.
Yerel siyasetin açmazlarına girmeden Bursa’nın sorunlarıyla ilgili çalışmalarıyla dikkat çeken Has Parti İl Başkanı Ali Mollasalih bilgi vermese yine de haberimiz olmayacaktı.
Gecenin bir saatinde telefon açmasına alışkın olduğumuz Mollasalih, Uludağ’ın kaynaklarıyla oluşan Deliçay’ın artık kan kırmızı renginde aktığını söylüyordu.
Deliçay, Uludağ’ın pırıl pırıl kaynak sularıyla beslenerek Yıldırım İlçesi’ne kadar geliyor. Hacivat köprüsüne 50 metre kala dereye boşaltılan kırmızı renkli atık Deliçay’ı kan rengine dönüştürüyor.
DHA muhabirleri bunu hem fotoğraf hem de görüntü ile belgeleyerek haber yapıyor.
Konuya Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin de büyük ilgili gösteriyor. Haber vermemizden yarım saat sonra atıktan numuneler alıyor.
Zaten uzmanlık alanı atık sular olduğu için görür görmez teşhisi koyuyor;
”Alıcı ortama deşarj edilen sularda yeni bir yönetmelik değişikliği oldu. Yeni yönetmeliğe göre boyalı işlem yapan işletmelerin akıttıkları atıklar 285 platinum kobalt altında olmak zorunda. Nilüfer Deresi ve kollarına atık sularını bırakan tekstil işletmelerinin atıkları 700 ile 2 bin platinum kobalta kadar çıkıyor. Deliçay’dan aldığımız numunelerde ilk yaptığımız gözlemlerde limitin 4-5 katı renk gözüküyor. Bu suyun değeri bin platinum kobaltın üzerinde. Endüstriyel atık”
Uluşahin’e göre, çevreyi bu şekilde kirletenlere büyük cezalar var ama Çevre Müdürlüğü ekipleri denetimde yetersiz kalıyor.
Aslında görev birazda işletme sahiplerinde.
Onlar da Bursa’da yaşıyor aynı çevreyi kullanıyor. Havasını soluyor, suyunu içiyor, denizine giriyor, üretilen meyve ve sebzeyi tüketiyor.
Doğaya salınan bu kirlilik dönüp dolaşıp onları da etkiliyor ama farkında değiller.
Ya da farkındalar ama arıtma tesisi için gelen maliyet yüzünden Bursa’yı kirletiyorlar.
3-5 kuruş kazanç için Bursa’yı kirletmeye kimsenin hakkı yok.
Dereye atığını boşaltacaksın kimse de “dur” demeyecek?
Artık çevreyle ilgili sivil toplum kuruluşları değil, il yerel yöneticileri de çevre kirliliğini gündemlerinin birinci sırasına almaya başlamıştı.
Nilüfer Deresi’nin ıslah edilmesiyle ilgili önemli adımlar atmış, organize sanayi bölgeleri birbiri ardına arıtma tesisleri kurmuştu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de, yıllık değerlendirme toplantısında bu konuda sert bir tavır sergileyerek Bursa’yı kirletmeye kimsenin hakkı olmadığına vurgu yapıp, çalışmalarını anlatmış, kendi sınırları içinde olmamasına rağmen Orhangazi’nin Gemlik’ten Marmara’ya dökülen Karsak deresini kirletmesine isyan etmişti.
Büyükşehir Belediyesi 1 yıl içinde 17 işletmeyi kapatırken, 38 işletmeye 500 bin TL ceza kesmiş, denetimlerin arttırılacağına dikkat çekilmişti.
Biz de Marmara’nın bu çalışmalar sayesinde temizlenmesini beklerken, burnumuzun dibinde yaşananları göremedik.
Yerel siyasetin açmazlarına girmeden Bursa’nın sorunlarıyla ilgili çalışmalarıyla dikkat çeken Has Parti İl Başkanı Ali Mollasalih bilgi vermese yine de haberimiz olmayacaktı.
Gecenin bir saatinde telefon açmasına alışkın olduğumuz Mollasalih, Uludağ’ın kaynaklarıyla oluşan Deliçay’ın artık kan kırmızı renginde aktığını söylüyordu.
Deliçay, Uludağ’ın pırıl pırıl kaynak sularıyla beslenerek Yıldırım İlçesi’ne kadar geliyor. Hacivat köprüsüne 50 metre kala dereye boşaltılan kırmızı renkli atık Deliçay’ı kan rengine dönüştürüyor.
DHA muhabirleri bunu hem fotoğraf hem de görüntü ile belgeleyerek haber yapıyor.
Konuya Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin de büyük ilgili gösteriyor. Haber vermemizden yarım saat sonra atıktan numuneler alıyor.
Zaten uzmanlık alanı atık sular olduğu için görür görmez teşhisi koyuyor;
”Alıcı ortama deşarj edilen sularda yeni bir yönetmelik değişikliği oldu. Yeni yönetmeliğe göre boyalı işlem yapan işletmelerin akıttıkları atıklar 285 platinum kobalt altında olmak zorunda. Nilüfer Deresi ve kollarına atık sularını bırakan tekstil işletmelerinin atıkları 700 ile 2 bin platinum kobalta kadar çıkıyor. Deliçay’dan aldığımız numunelerde ilk yaptığımız gözlemlerde limitin 4-5 katı renk gözüküyor. Bu suyun değeri bin platinum kobaltın üzerinde. Endüstriyel atık”
Uluşahin’e göre, çevreyi bu şekilde kirletenlere büyük cezalar var ama Çevre Müdürlüğü ekipleri denetimde yetersiz kalıyor.
Aslında görev birazda işletme sahiplerinde.
Onlar da Bursa’da yaşıyor aynı çevreyi kullanıyor. Havasını soluyor, suyunu içiyor, denizine giriyor, üretilen meyve ve sebzeyi tüketiyor.
Doğaya salınan bu kirlilik dönüp dolaşıp onları da etkiliyor ama farkında değiller.
Ya da farkındalar ama arıtma tesisi için gelen maliyet yüzünden Bursa’yı kirletiyorlar.
3-5 kuruş kazanç için Bursa’yı kirletmeye kimsenin hakkı yok.
Dereye atığını boşaltacaksın kimse de “dur” demeyecek?
Çevre Müdürlüğü ve bu konuda duyarlılığı bulunan Büyükşehir
Belediyesinin bir an önce konuya el atarak buna “dur” demesini bekliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder